Napea de Croix V. Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 3 Kayıt tarihi : 31/07/09
| Konu: Napea de Croix Cuma Tem. 31, 2009 6:10 am | |
| Adınız: Övünç Yaşınız: 18
Karakter Adı: Napea de Croix Karakter Yaşı: 18 Karakterinizin Lakabı: Phoebe Karakterinizin Özellikleri:Karanlık... Evet kesinlikle öyle. Ama herkes gibi körü körüne birine bağlanmak için mi? Değil tabii ki de.. O sadece kendisine bağlı. Evet kötü olanlara da bağlıdır Napea. Ama çıkarcılık ve üç kağıt onun damarlarına işlemiştir. Tutku damarlarında kan niyetine akan bir şeydi. Zaten de Croix olmanın ilk şartı da budur! tutkulu, azimli ve vamp bir kadın olmak.
Oldukça kindardır. Hissettiği acıları dışa vurmada güçlük çekse de sinirlendiği zaman bir yerleri yıkıp dökmek onu rahatlatan tek şeydir. Ama bunu zamanla yapar. Çünkü o intikam almayı sever. Napea her fırsatta daha iyi olabilmek için kendisini geliştirir. Herkese karşı kırılması zor ön yargıları vardır. Korkaklığı güçsüzlük olarak nitelendirir. Bu yüzden olabildiğince korkusuzdur. Yenmek için, kazanmak için elinden geleni yapar. Onun için başarıya ulaşmak için yapılan her tür hile geçerlidir. Oldukça acımasız ve sadist biri olduğu söylenebilir. Bir şeyi elde edene kadar savaşır. Onu elde etmeden de bırakmayacak kadar inatçıdır.
Delici bakışlarını insanların üzerinde kullanmayı sever. İnsanları çok çabuk ikna edebilmesi sayesinde çoğu istediğini elde edebilir. Hırslı ve gözü pek birisidir.
Kolay kolay acı çekmez. Zekâsını ince işlerde ve çıkarları doğrultusunda kullanmayı sever. İnsanların yanında hep soğuk bir tavrı vardır. Lider ruhludur. Genellikle insanları etki altına alabildiği için bu konuda iyidir. İkna ettiği insanları peşinden sürükleyebilir. Mitoloji ve eski olan her şeyi sever. Tarih en sevdiği şeylerin başındadır. Örümceklere karşı büyük bir sevgisi vardır. Nedenini kendisinin de bilmediği bir çekim gücü tarafından onlara karşı büyük bir sevgi besler. Evinde küçük bir tarantulası bile vardır.
Gece gibi sessiz ve gizemli bir sis kadarda sinsidir. Espri yeteneği çoğu kişiye göre oldukça gariptir. Gülüşündeki kanı dondurucu tını onun görünümündeki havayı daha da kasvetli yapar. Gözlerinin içindeki ateş kalbindeki soğukuğu gileyemez.
"Biraz paranoyaktır." cümlesi onun için yanlıştır. Çünkü o kabul etmese de paranoyaları ile hayata tutunur. Her zaman izlendiğini veya takip edildiğini düşünür. Bu konuda aşırı derecede saplantılı olduğu söylenebilir. Gereksiz ve huzursuz edici geçmişine ait düşünceler sürekli aklına geldiği için bazen kendi kendine konuşur ve ardından krize girdiği de olur. Zaman içerisinde şizofreniye döneceğinden emin olunan bu tip fonksiyonel psikozları yüzünden etrafının ondan korkmasını veya insanların ondan çekinmesini hiç umursamaz.
Örnek RP:- Spoiler:
Kapkara bulutların arasından süzülen solgun gün ışığı Fısıldayan Ağaç Korosundaki büyük ağaçların gölgesinde iyice azalmıştı. Neredeyse yok olmak üzere olan ışığın yolunu aydınlatmasına izin verircesine yavaşça yürüyordu. Siyah saçlarına değen ışık etkisini göstermeyi çok önceden kesmişti. Nedenini bilmediği bir şekilde ıssız ormanda yürüyordu. Uzun ağaçların görkemi o kadar büyüleyiciydi ki Demetra kendisinden geçmişti ve nerede olduğunu umursamadan yürüyordu. Yalnızlar içindi burası. Ama Demetra yalnız değildi ki. O hep insanlarla beraber olan sosyal birisiydi. Zekâsı ile insanları etkilemeyi seven neşeli bir kız. Ama o gün farklıydı. Kardeşi Freyja ve Naenia'yı o gün kaybetmişti. Sıcak bir gündeki trajik bir kazada...
Hiç kimseyle bu konu hakkında konuşmuyordu. Her zaman neşe içinde gezinen Demetra bu konu açıldığında içindeki melankolik ruhu dışarı bırakıyor ve herkesin yanında ağlayıp zırlamak istemediği için hep uzaklara kaçıyordu. Güçsüz görünmek hiçbir zaman ona göre olmamıştı. Her zaman güçlü ve sağlam kişilikli, yılmayan ve yıkılmayan birisi olmaya özen göstermişti. Zaten sürekli olarak kastığı tek şey buydu. Güçlü görünmek... Ne kardeşlerinin kaybında ağlayabilmişti nede başka bir olayda. Hep içine atmıştı ve dışarı kusma imkânı bulamamıştı. Belki de biraz sorunlu birisiydi ama bunu çevresine yansıtmak yerine içine atmayı tercih ederdi. İnsanlara her zaman güçlü ve sert Demetra'yı tanıtır, aslında içindeki gerçek duygusal ama gerektiğinde kindar olanını göstermezdi. Aslında büyük bir ikiyüzlülük olmasına rağmen insanları, arkadaşlarını kaybetmemek için bunu yapardı. Haksızlığını farkındaydı. İkiyüzlülerden nefret ederken bunu yapması, hem de en yakın dostlarına yapması...
Güvenmiyordu kimseye ki zaten böyle davranmasının nedeni de büyük olasılıkla buydu. İnsanların onun zayıflıklarından, zaaflarından yararlanacaklarını düşünür, kendisini hep bu konuda kapalı bir kutu gibi taşırdı. Zaten gerçekten rahat olabildiği tek bir kişi vardı o da bu sene mezun olup gidecekti Demetra'nın hayatından.
" Amaranthiné. Neredesin? Sana ihtiyacım var. "
Gözünden süzülen yaşlarla birlikte ağacın gövdesine sürtünerek aşağıya kaydı. Islak zemine deyen cüppesinin ıslanması umurunda bile değildi. İçindeki acıyı kimse ne anlıyordu nede biliyordu. Sadece dalga geçmek üzerine kurulu yaşamları olan bir avuç serseriden ne beklenebilirdi ki? İyilik abidesi görünümlü minik şeytanlardan zeki olması çoğu şeyi kolaylaştırıp yaşanır hale getirse de içindeki hareket eden akromantulaları durdurmaya yetmiyordu. Elinin tersiyle gözündeki yaşları sildi. Ağlamamalıydı. Her an birisi gelip de Demetra'yı bu halde görebilirdi. Ağacın gövdesine tutunup ayağa kalktı. Ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Belki okula dönmeliydi. Biraz bir şeyler atıştırıp yatmak iyi bir fikir olabilirdi. Ama birden bütün bunları düşünmesini engelleyecek bir şey oldu. Biraz önce hiçbir ilginçliği olmayan ağacın kabuğuna kazınmış olan işareti fark etti. Garip bir şekilde tanıdık gelen bu işareti incelemek için yakınlaştı. Nerede gördüğünü hatırlamaya çalışıyordu.
Haç benzeri, ama aslında artıyı da andıran kraliyet dönemi simgelerden birisiydi. Etrafındaki ilginç çizimli yuvarlağın dışına çıkan parçaları ile oldukça asil bir görünümü vardı ağaçta olmasına rağmen. Acele ile yapılmıştı. Ya da yapan kişinin resimle pek alakası olmadığı bir gerçekti. Eliyle işarete dokundu. Oldukça derin kazınmıştı. Sanki oradan hiç yok olmaması gereken bir şey gibi. Ormanın derinliklerinde kilitli bir oda gibi saklanmış...
" Kilitli oda... "
Dedi birden. Tabi ya kilitli odada görmüştü onu. Evlerinin yanındaki eskiden teyzesi ve eniştesine ait olan büyük yapının kilitli odalarından birini gezerken bundan sekiz yıl önce ikizi Freyja ile birlikte görmüştü. Kesinlikle aynısıydı işaret. Acaba bu bir işaret miydi? Yapması veya yapmaması gereken bir şey hakkında bir işaret... Belki de Freyja yolluyordu bunları. Veya birisi ona çok iyi şaka yapıyordu. Demetra paranoyalarına gene başlamıştı. Arada bir aklına gelen komplo teorilerini kafasından silmeye çalışırcasına salladı ve elini başına götürdü.
" Hadi ama Demmy! Saçmalamayı kes! O sadece bir işaret. Büyük ihtimalle sadece tesadüf olan bir işaret! "
Belki de sadece eski bir imgeydi. Anlamsız ama bir zamanlar popüler olan bir imge. Gözlerini devirdi ve işarete arkasını döndü. Ama içindeki sesi susturması neredeyse imkânsızdı. Bir türlü ona rahat bırakmayan iç sesi sürekli olarak ona bakmaya zorluyordu. En sonunda pes ederek işarete döndü. Sanki git gide beynine işlenmeye çalışan bir şey gibiydi. Her bakışında daha çok akılda kalıcı oluyordu. Acaba işaretin teyzesi ile bir alakası var mıydı? Veya eniştesi ile. Belki her ikisi ile de.
Bu işaretin kapalı odadaki duvarın en ücra köşesinde kırmızı kalemle çizilmiş halini görmüştü. Biraz kanı andıran kurumuş bir akıntının hemen üzerinde bulunan işaret o zaman ona cazip gelmemişti. Ama bilinçaltı onu bunu unutmaması için zorlamıştı ve bunu başarmıştı. Tabi daha dikkatli ve özenli bir çizimdi duvardaki. Ama gene de amblem ne asaletindeki ince ruhu ne de görkemindeki zarafeti kaybetmiş değildi.
Birden arkasından gelen bir ses ile irkildi. Biri onun olduğu yere doğru geliyordu. Acaba kimdi? Bu saatte orada ne işi vardı? Belki de bu bir insan değildi. Bir yaratık. Ya da daha kötüsü bir Profesör olabilirdi. Paranoyalarını silip atamıyordu bir türlü aklından. Ses yaklaştıkça gözlerinde ki hem merak hem de korku çoğalıyordu. Minik kalbindeki atışların hızlanmasına engel olmaya çalışarak ağaca yaslandı. Ağacın arkasından çıkan o tanıdık yüzü gördüğünde ise rahat bir nefes aldı. Zihnindeki kara bulutlarının arasındaki garip imgeler birden kaybolmuştu.
| |
|
Neferet cés Nile Admin
Mesaj Sayısı : 64 Kayıt tarihi : 30/07/09 Yaş : 31 Nerden : Selene'in yıldızlı göklerinden..
| Konu: Geri: Napea de Croix Cuma Tem. 31, 2009 3:19 pm | |
| Napea de Croix, Gece seni seçti; Ölümün doğuşun olacak. Gecenin tatlı sesine kulak ver. Kaderin seni Gece Evi'nde bekleyecek.
V. Sınıf ! | |
|